Naim Süleymanoğlu vefatının 3. yılında kabri başında anıldı

Türk sporunun efsane ismi Naim Süleymanoğlu, vefatının üçüncü yılında Edirnekapı Mezarlığı’nda bulunan kabri başında anıldı. Türkiye Halter Federasyonu tarafından düzenlenen merasime, Federasyon Lideri Tamer Taşpınar, Naim Süleymanoğlu’nun ailesi, genç atletler ve sevenleri katıldı.

Anma merasiminde konuşan Halter Federasyonu Lideri Tamer Taşpınar, “Üçüncü kere Naim Süleymanoğlu’nun mezarı başındayız. Kendisini rahmetle anıyoruz. Naim’i tek sözle izah et derseniz; ‘Cep Herkülü’ diyebiliriz. Her şeyi anlatıyor o kısacık cümle. 3 olimpiyat şampiyonluğu vardı. Dünyada çok az sportmen bu başarıyı elde etmiştir. 7 dünya, 7 Avrupa şampiyonluğu var. 46 rekoru var. Ayrıyeten kilosunun da 3 katının 10 kilo fazlasını kaldırmıştı. Bu türlü istisnai bir sportmendi. Türklere zulüm edildiği bir devirde Naim’in de ismi değiştirilmişti, bütün Türklerin ismini değiştiriyorlardı. Hatta o kadar ileri gitmişlerdi ki mezar taşlarındaki isimleri dahi değiştiriyorlardı. İşte o periyot 16 yaşında bir çocuk Türkiye’ye gelmeye karar verdi. Avustralya’dan Londra’ya, Londra’dan da merhum Özal, özel uçağını göndererek Türkiye’ye getirttirdi. Son olarak da şunu söylemek istiyorum; spor, sevgi, dostluk, kardeşliktir diyoruz ya işte bunu cenazesinde de gördük. En yakın rakibi hem de Yunanlı, Leonidis Türk bayrağına sarılı Naim’in tabutunu öptü. Bu da Yunanistan’da olay oldu ve Leonidis’i vazifesinden aldılar. Ancak daha sonra bir onu fair-play mükafatına layık gördük. Büyük kitleleri peşinden tek başına sürükleyebilen bir atletti. Kendisini rahmetle anıyorum. Allah gani gani rahmet eylesin, yeri cennet olsun” tabirlerini kullandı.

Muharrem Süleymanoğlu: “İyi bir örnek gelecek olan nesillere”

Naim Süleymanoğlu’nun kardeşi Muharrem Süleymanoğlu da hislerini şu sözlerle aktardı:

“Bugün üçüncü yılı merhum Naim Süleymanoğlu’nun. Taner liderin ve arkadaşların söylediği üzere bugün özel günde daima birlikte olmamız değerli. Az evvel 7 yaşında bir çocuk Naim ağabeyine şiir yazmış. Biz kaygı duyuyorduk; yarın, öbür gün Naim’i anarlar mı diye. 7 yaşında bir çocuğun şiiri bizi çok duygulandırdı. Düzgün bir örnek gelecek olan kuşaklara.”

Fanatik