Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın’dan transfer açıklaması!

Beşiktaş Teknik Yöneticisi Sergen Yalçın, yılbaşı özel programında kulüp kanalında taraftarlardan gelen soruları yanıtladı. Birinci olarak Sivasspor maçıyla ilgili konuşan Sergen Yalçın, “Sivasspor maçında bir taç durumudur gidiyor. Ayrıyeten topun çıkıp çıkmadığı da aşikâr değil. Bana sorarsan top çıkmış fakat izdüşüm var deniliyor, bu nedenle top çıkmadı deniliyor. O konum gol olmasa bunlar konuşulmayacaktı. Geçen hafta bizim verilmeyen golümüz bu kadar konuşulmadı. Larin’in golünün birebiri Liverpool – West Bromwich maçında atıldı. Faulün babası vardı o konumda. Larin’in durumundan 10 kat daha faul. Taç konumunun akabinde maçın bitmesine daha 75 dakika vardı. Rakip devre ortasında 10 kişi kaldı lakin mevzunun bizimle alakası yoktu. Penaltı kazanmadık, kırmızı kart kazanmadık. Birebir dikliği, bizim aleyhimize yapılanlarda da bekliyoruz. Bütün maçı 1 taç atışına bağladılar. Ne taçmış arkadaş. Taç düşsün kafanıza” diye konuştu.

“Ben aslında daha farklı futbol oynatmak istiyorum”

Tribünlerde taraftarların olmamasının oynanan futbolu etkilediğini söyleyen Yalçın, “Benim oynatmak istediğim futbol aslında bu değil. Tribünde taraftar olsa, ben çok daha farklı bir oyun oynatacağım. Bunu yalnızca Beşiktaş için söylemiyorum, yüksek taraftarı olanlar için söylüyorum. Futbol bir tiyatro ve alanda olanlar da birer sanatçı. Tribüne gelen beşerler bunu izler ve şad olurlarsa, daima gelirler. Mesela sinemaya gidiyorsunuz, çıkınca bir arkadaşınız soruyor ‘Gitme değmez’ diyorsun. Beşiktaş maçından sonra taraftar birbirine sorduğunda ‘1-0 kazandık lakin makus oynadık. Gidilmez bu maçlara’ dememeli. Biz şu anda seyircisiz maçlardan ötürü daha denetimli oynuyoruz. Vakit zaman farklı durumlar olabiliyor. Oyuncunun motivasyonu nasıl, sakatlık var mı, Covid var mı? Herkes her vakit oynayabilir, herkes her vakit oturabilir. Belirli bir istatistiği korumak zorundayız. ‘Bu kadrodan bir şey olmaz’ lafları vardı. Her gruptan bir şey olur, hakikat kurguyu bulmak gerekiyor. Topluluğumuz kenetlenmiş durumda ve arkamızdalar, biz de onlara en iyisini vermek istiyoruz. Tahminen ben 70’le 90 dakikalar ortası savunma yapacağım. Kazanmamız gerekiyorsa kazanmak için savaşacağız. Ligin tamamı bu türlü. Düzgün gittiğin, çıkış yakaladığın kısımlar var. Şu anda iyi bir konuma geldik. Aslında Beşiktaş’ın olması gereken durum bu. Bundan aşağıda olduğunda sorun vardır. Aslında olması gereken yerde ekip. Büyük topluluklar için şampiyonluk olağan bir maksat. Ben gelip de ‘Şampiyonluk amacımız var’ diyemem. Büyük ekiplerin hepsi için gerekli bu. Amacımız zirveyi görmek lakin daha uzaklık çok uzun. Sakatlıkların durumu kıymetli. Allah’tan yerine oynayabilecek oyuncularımız var da yerlerini doldurabiliyoruz” dedi.

Geride kalan 1 yılda unutamadığı maçın hangisi olduğu sorusunu yanıtlayan Yalçın, “Geride kalan 1 yıla baktığımızda unutamadığım maç diyebileceğim Fenerbahçe maçı var. Bazen benim de hudutları aştığım bir maçtı. Yaşananlardan, başımıza gelenlerden sonları aştığımız olabiliyor ancak insanız biz de. Lakin asla saygısızca bir şey söylemedim. Ne bir topluluğa, ne bir rakip hocaya, rakip oyuncuya asla saygısızlık yapmam. Bazen hudutları aşabiliyoruz. Vakit zaman atılıyoruz fakat kimseye saygısızca sözler kullanmam. Bize yapılmadığı sürece kimseye bir saygısızlık yapma durumumuz olmaz” formunda konuştu.

“Ben sizin üzere ‘canım, cicim’li konuşmam”

Teknik yöneticilik mesleğinde maksadının Avrupa olduğunu söyleyen Yalçın, “Ben futbolu bıraktıktan sonra yorumculuk yaptım, dizide oynadım, heyet üyeliği yaptım ancak bu kısmı düşünmüyordum. Teknik yöneticiliği çok düşünmemiştim. Futbolculuktan bir kopayım istedim. Lakin en iyi bildiğimiz iş bu. Ben futbolla doğmuşum. Televizyon ve yorumculuk hoş lakin bir yere kadar. Futbol oynamış insan için güç. Zira her hafta tıpkı şeyi konuşuyorsun. Ben de yorumcuyken biraz serttim. Tenkit yapabilirsin, aşikâr bir bilgi birikimin var. Beni eleştir, oyunumu eleştir, grup hazır değil de. Lakin bel altı vurma. Gerek yok. Zira hepimiz birebir ortamın içindeyiz. Ben burada sakin kalmaya çalışıp işimi yapmaya çalışıyorum. İşi gücü bir kenara koyarsam o vakit konuşuruz. Benim konuşacaklarım da, sizin konuştuğunuzun 100 katı olur. Direkt isim vererek ağır formda karşılık veririm lakin girmiyorum şu anda bunlara. Bel altı yapmayın. Kulvarın dışına çıkarsanız ben de kulvarın dışına çıkarım. Ben konuştuğum vakit da sizin üzere ‘canım, cicim’ konuşmam” tabirlerini kullandı.

“Atiba 10 sene daha oynar”

Atiba’yla ilgili gelen soruyu yanıtlayan Sergen Yalçın, “Ben Atiba’nın menajeri değilim, hayat planlamasını da yapmıyorum. Atiba, Beşiktaş’ın demirbaşı. Necip, Beşiktaş’ın demirbaşı. Necip de Atiba da, bence Beşiktaş’ta istedikleri her vazifesi yapabilirler. Bu Beşiktaş Yönetimi’nin vereceği bir yanıt. Aslında sorun burada. Kendi oyuncularımızı bırakıyoruz. Futbolun içinden gelmiş, kulübün yapısını bilen Necip, 10 yaşından beri burada, Atiba yıllardır burada. Bu oyuncuları olağan ki kulüpte kullanacaksın. Bu oyuncuları kullanmak kadar hoş bir şey var mı? Teknik grupta mi olur, idari kısımda mı olur bilemem fakat Atiba bu türlü devam ederse 10 sene daha oynar” dedi. Futbolcuyla örnek aldığı tek ismin Maradona olduğunu söyleyen Yalçın, “Kendi futbol hayatımla ilgili konuşmayı sevmiyorum. Ben artık futbolu bıraktım. Geriye dönüp bakmayı seven birisi değilim. Sivas maçı oynandı bitti, yarına bakalım. Frikik atmak çok öğrenilecek bir şey değil. Şöyle söyleyeyim, gözlerimi kapatsam yeniden atarım. Bakmakla alakalı bir şey değil. Yetenek ve hayal dünyasıyla alakalı. Ben attığım golleri maçtan evvel başımda çizerdim ve sonraki gün atardım. Atacağım golleri arkadaşlarıma söylerdim” tabirlerini kullandı.

“Çok büyük kusurlar yaptım”

Daima değişkenlik yaşanan dünyada futbolun da değiştiğini söyleyen Sergen Yalçın, “Sürekli değişkenlik yaşayan bir dünya futbolu var. İdman programları değişiyor, takımım bunları takip ediyor. Bu bilgiler önüme geliyor. Birçok değişkenlik biz de yaşıyoruz. Bu biraz da eldeki oyuncu kümesiyle ilgili. En uygununu oynatmaya çalışıyoruz. Vakit zaman başarılı oluyoruz, vakit zaman olamıyoruz. Yaptığımız iş muvaffakiyet odaklı. Bana diyorlar ki genç oyuncu yetiştirelim. Benim burada ne kadar kalacağım aşikâr mi” dedi.

Şu anda 18 yaşındaki Sergen’i görse, ona söyleyeceği çok şey olduğunu da kelamlarına ekleyen Yalçın, “Ona söyleyeceklerim için 1 saat yetmez, 1 hafta gerekir. Futbolun hayatında ne kadar değerli olduğunu söylerdim. Bu yetenekle kendisini geliştirdiği vakit Avrupa’da hangi konuma gelebileceğini söylerdim. Her yere de gelirdi bu yetenekle. Çok büyük kusurlar yaptık gençken. Ancak kusurlarla yaşamasını da bildim. O vakitler kendime biraz daha anlatabilseydim çok daha farklı bir Sergen olurdu” diye konuştu.

“Ben Mike Tyson’ı döverim dersem inanır mısınız?”

Türk ekiplerinin Avrupa’daki durumuyla ilgili konuşan Yalçın, “Avrupa başlı başına farklı bir husus. Aramızdaki makas o kadar açıldı ki bu makası kapatmak şu anda mümkün değil. Oyuncu kalitesi ve oynanan oyunlar çok üste çıktı. Mesela Şampiyonlar Ligi’nde Türkiye’den bir grup son 8’e kalabilir mi? Bence mümkün değil. Bu dönem başı Avrupa’da başarısız olduk lakin ben dedim ki ‘Merak etmeyin, bir gün burada oynayacağız.’ Ancak o gün bugün değil. Şu anda birinci düzeltilmesi gereken husus iktisat. Normalleşmekten bahsediyorum. Bunlar çok uzun projeler. Biz göremeyiz bunu. Türkiye’de mümkün mü bunları görmen? Türkiye’de hiç kimse için 3 maç sonrası aşikâr değil. Yalnızca kendimden bahsetmiyorum. Daima başarılı olmak zorundasın. Bütün teknik adamlar için geçerli bu. Hiç kimse rahat değil ki. Büyük takımdaysan tepenin altında kalınca yandın, Anadolu’daysanız, düşme çizgisine gelince yandın. Bana bir yerde ‘Bu grup şampiyonluğa oynar’ dediler. Yahu nerden şampiyonluğa oynayacak bu ekip, latife mı yapıyorsunuz? Anadolu’da bu türlü söylediler bana. Söyleyen buna inanıyor lakin bir de realite var işin ucunda. Ben Mike Tyson’la boks maçı yapsam ve ‘Ben onu indiririm’ desem inanacak mısın? Ben inanıyorum lakin realite var. 10 kişi girsek tahminen döveriz adamı. Hayalcilik diğer gerçekler başka” açıklamasını yaptı.

“Protesto bile etseler gelsinler tribünlere”

Oyunculuk devrinde birçok şampiyonluk yaşadığını ve kupalar kazandığını hatırlatan Sergen Yalçın, “Beşiktaş’ta birçok efsane var. Metin-Ali-Feyyaz var, İstek Çalımbay var, Şifo var, birçok efsane var zati. Benim buraya gelmemin en değerli sebeplerinden birisi taraftar. Ben taraftarın beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum. Bu kadar insanı statta görünce inanamadım. Üzerimizdeki sorumluluğu da hissettirdiler bize. Ben kaç tane şampiyonluk maçı oynadım, 100. yılda şampiyonluk golünü ben attım lakin imza törenindeki heyecanımı hiçbir vakit yaşamadım. Ben inanamadım o imza merasimine. Yeni yılda taraftarı istiyoruz. Artık sıkıldı millet pandemiden. Herkes bitmesini istiyor artık. İnsanlık bunaldı. Tesise gel, meskene git, diğer bir şey yapmıyoruz. Rutin bir hayat oluştu. Taraftar gelsin, atmosfer olsun, hayatımız renklensin biraz. Taraftarsız olmaz. Taraftar sevse de sevmese de onlar olsun. Beni protesto etmelerine bile razıyım. Kâfi ki gelsinler” dedi.

“1-2 transfer istiyorum”

100. yılda şampiyonluğu getiren gol hatırlatılan Yalçın, “100. yıldaki attığım şampiyonluk golünü anlatmak çok sıkıntı. Bir golün memnunluğunu kimse anlatamaz. O anlık bir histir. O an ne yapacağın doğal olarak aklına gelir ve bunu anlatamazsın. Şampiyonluk golünün hayalini 1 sene kurmuşum. Atacağım yani bu golü. Bunu çizmişim. O durumda topun bana geri geleceğini düşünmüştüm esasen. Vakit zaman egzersizlerde alana çıkıyorum. Lakin yaşlandık artık. Futbol oynayacak durumumuz yok. Koşamıyoruz. Atiba üzere olsaydık tahminen oynardım. Atiba 10 sene daha oynar. İnanın ona çok şaşırıyorum. 20 yaşındaki çocuk üzere idman yapıyor. Ekipten şu anda mutluyum. Oyuncular çok çaba ediyorlar, ferdi performanslar üste çıkıyor. Eksiklerimiz dönerse daha da iyi olacak. 1-2 transfer istiyorum aslında fakat ekonomik durumlar biraz problemli. Elimizde oyuncu profilleri de hazır. Alabileceğimiz oyuncular da var. Bu soruyu lidere sorsak daha iyi olur bence” diye konuştu.

“Soyunma odasında çok sert konuşmalar geçiyor”

Kimi maçların birinci yarılarında berbat, ikinci yarılarında iyi oynadıkları hatırlatılan Yalçın, “90 dakika makus oynanmaz. Birinci yarı makûs oynuyorsak, ikinci yarıyı iyi oynayalım. Bazen soyunma odasında çok sert konuşmalar geçebiliyor. Oynanan birinci yarıya nazaran bazen keyifli girebiliyoruz soyunma odasına lakin bazen de çok hudutlu girebiliyoruz. Çok ağır konuşmalar olabiliyor bazen. Lakin orada olan orada kalır. Orada her türlü konuşma geçebilir. Yaptığımız işin gereği bu zaten” değerlendirmesini yaptı.

Konuşulan taktiklerin, sayıların çok manalı olmadığını söyleyen Yalçın, “Televizyonlarda taktiklerle ilgili o kadar çok konuşuyorlar ki. Ancak bu doğal bir oyun. Bir şeyi deneyemezsin, birçok şeyi denersin. Anlık olarak da değişiyor taktik. Herkes sanıyor ki, biz oyuncuları kuruyoruz, 90 dakika o denli devam ediyorlar. Bu oyun kendi içinde gelişen bir oyun. Rutin şeyler de var doğal ki. Mesela savunma durumunu biz aldırırız. Biz nasıl istersek savunma o durumu alır fakat hamle tertibini belirleyemezsin. Mensah topla giderken, nereye atacağına karar veremeyiz. Onun kararını oyuncu tercih eder. İşin ofansif kısmı oyuncudadır, defansif kısmı bizdedir. Savunmayı bizim dediğimiz üzere yapmak zorunda oyuncular ancak hamle bu türlü değil. Mesela top bendeyken hamle ederken bana topu nereye atacağımı söyleyemezsin. Benim yeteneğim neye müsaitse, ona nazaran hareket ederim. Mesela Larin’in attığı golleri çalışıyoruz. O golleri atacak. Duran topları çalışıyoruz. Fakat bunlar ofansif tertip değil. Larin’in art direkte attığı goller tesadüf değil” dedi.

Futbol oynadığı periyottaki isimlerden Pascal Nouma’nın şu andaki ekipte olmasını istediğini söyleyen Yalçın, “Bu ekipte Pascal Nouma olsa isterdim. O denli bir oyuncuya gereksinimimiz var. Oynarken de aram çok iyiydi. Şu anda santrfor o olabilirdi mesela bizde” derken, 2021 yılında sıhhat beklediklerini ve Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istediklerini söz etti.

İHA

Fanatik