Ergin Ataman isyan etti: Milli maçın olduğu günde Euroleague maçının olması hoş değil!

Euroleague’de play off çabası veren Anadolu Efes’te başantrenör Ergin Ataman, Sportando’ya bir röportaj verdi. Başarılı çalıştırıcı play-off’ta Real Madrid ile karşılaşacağı maçtan, Anadolu Efes’te kalıp kalmayacağına dair birçok bahiste açıklamalarda bulundu. Röportajın ayrıntıları şu biçimde:

“Hedefe ulaşmamız için Real Madrid’i geçmemiz gerekecek”

EuroLeague’de play-offlarda Real Madrid ile karşılaşacak olan Anadolu Efes’in Başantrenörü Ergin Ataman, bu seri için, “Çok şiddetli bir rakiple karşılaşacağız. Real Madrid’in de bize benzeri bir yapısı var. Yıllardır tıpkı temel oyuncularla oynuyorlar. Pablo Laso uzun yıllardır orada antrenör. Lakin bu dönem beklenmedik durumlar yaşadılar. Dönem başında Real Madrid, EuroLeague’in en büyük favorilerinden biriydi. Oyuncularının gitmesi ve sakatlıklar bence onları birinci dördün dışına attı. Play-off’ta Real Madrid’le eşleşmiş olmamız bizim için bir dezavantaj açıkçası. Tahminen son devirdeki form seviyemiz daha iyi gözükebilir, en son Madrid’de oynadığımız maçı farklı kazanmış da olabiliriz ancak karşımızda çok deneyimli ve çok şampiyonluk yaşamış, play-off oynamaya çok alışkın takıma sahip bir grup var. Çok sıkıntı bir seri olacağı kesin. Real Madrid dönem başında, bizimle birlikte, şampiyonluğa aday olarak gösterilen 3-4 kadrodan biriydi. Maksada ulaşmamız için onları geçmemiz gerekecek” dedi.

“Oyuncularımı ekibi sahiplenmeleri tarafında motive ediyorum”

Ataman ekibi nasıl motive ettiği konusunda ise, “Çok spesifik bir motivasyon metodum yok. Üç yıldır birlikte çalıştığımız bir takımımız var ve birbirimizin lisanından iyi anlıyoruz. Oyuncular da kendi ortalarında iyi anlaşıyor, alana çıktıkları vakit herkes herkesin ne yapacağını biliyor. Teknik grup ve oyuncularla birlikte karşılıklı bir anlayış içerisindeyiz diyebiliriz. Bunun haricinde ben oyuncularıma şunu söylerim: bu grup taraftarın, Anadolu Efes Grubu’nun, koç olarak benim grubum evet fakat hepsinden ötesi sizin kadronuz. Oyuncularımda kadrosu sahiplenmeleri tarafında motivasyon yaratmaya çalışıyorum” halinde konuştu.

“Son elemelerde oynayan ulusal ekibin artık amaca gidebileceğini düşünüyorum”

Şubat ayında oynanan EuroBasket 2022 Elemeleri’ndeki ulusal grubu beğendiğini belirten Ataman, “Şubat ayında oynanan FIBA penceresinde gayret eden ulusal grubu beğendim ben. Daha dinamik ve daha mücadeleci bir ekip vardı alanda. Genç oyuncuların ulusal kadroya daha da dinamizm ve kalite kattığını gördük. Sertaç, Buğrahan, Melih, Metecan üzere bilhassa Türkiye Ligi’nde kendi ekiplerinde daha çok mühlet ve sorumluluk alan oyuncuların da gruba monte olduğunu gördük. Bunun yanında Shane Larkin üzere Türkiye’de oynayan, yalnızca alandaki performansıyla değil müspet gücüyle de ekibe güç veren bir oyuncunun katılmasıyla ve NBA’den gelecek oyuncularımızın da katılmasıyla çok kaliteli bir ulusal grup oluşacağını düşünüyorum. Hem Olimpiyat Elemeleri’nde hem de Avrupa Şampiyonası’nda güçlü bir ulusal grup olacağına inanıyorum.

Bunun dışında Türkiye Basketbol Federasyonu’nun da idarelerinde artık gayeye yönelmeleri gerekiyor. Zira gençleştirme ve nesil harekatı birkaç sene üzerinde durulacak şeyler, sonrasında amaca gidilmeli. 2014 yılından beri daima bir gençleştirme konuşuyoruz, bu 2014’te başladı esasen. Sonrasında 2017’den sonraki periyotta derecelerin gelmesi gerekirken bunlar gelmedi. A Ulusal Grup oyuncu yetiştirme yeri değil, buraya gelince artık gayeye yönelinmeli, katılınan turnuvada muvaffakiyet gelmeli. O yüzden federasyonun artık geçiş süreci edebiyatından vazgeçip, sonuca yönelmesi gerekiyor. Ulusal Grubun başında Orhun Ene üzere çok da deneyimli bir antrenör var, iyi bir teknik takım var. Orhun Ene yıllarca ulusal grup kaptanlığı da yapmış biri, turnuvaları iyi tahlil edebilecek biri. Bu yüzden ben son pencerede oynayan ulusal kadronun artık gayeye gidebileceğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

“Milli grubun maç yaptığı günde EuroLeague maçı olması güzel değil”

Daha evvel ulusal ekipte oynamanın çok kıymetli ve duygusal bir yanı olduğunu, oyunculara dinlenebilecekleri bir orta verilmesi gerektiğinden bahsederek EuroLeague döneminde beş yerine yedi çift maç haftası oynayarak oyuncuların ulusal kadroda da rahatça oynamasına müsaade verelim diyen Ataman, Panathinaikos ve İsrail Basketbol Ulusal Kadrosu Başantrenörü Oded Kattash ın benzeri bir açıklama yaparak “EuroLeague’de iki hafta cuma günü maç oynamazsak ölmeyiz. Takvimi ayarlayabiliriz, COVID-19 pandemisi bize bunu gösterdi” demesi üzerine ise, “Kesinlikle yanlışsız. Hem Avrupa kulüp turnuvalarının bedelini göstermek, hem ülke basketbolu açısından ulusal gruplara orta verilmesi kıymetli. Ülke basketbolunda ulusal grup her vakit için çok pahalı ve kıymetlidir. Bir ülkenin basketbolu için yalnızca o ülke kulüplerinin aldığı muvaffakiyetler değil, ulusal ekibin da başarısı ve maçlarının izlenirliği çok kıymetli. Ulusal kadroların da kıymetli hale gelmesi basketbolun bütün Avrupa’daki pahasını yükseltir. Biz yalnızca Türkiye’de değil, bütün Avrupa bu ezayı çekiyor. Burada ben EuroLeague tertibinin, FIBA ile takvim meselesini çözmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bunun farklı formları olabilir lakin ulusal kadronun maç yaptığı birebir günde maç olması beğenilen değil. Bakıyoruz ulusal ekibin Türkiye’de maç yaptığı gün bir tane Türk kulübünün, bizim yahut Fenerbahçe Beko’nun da EuroLeague maçı oluyor. Yani beşerler da buna şaşırıyor. Buna kesinlikle bir tahlil üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bana nazaran EuroLeague ve ulusal lig dönemi daha ağır halde oynanıp, 7 ay değil de tahminen 6 ayda bitirilip, NBA üzere, ulusal ekiplere müsaade edilebilir. Natürel oyunculara da 40-45 gün dinlenme ortası verilmesi gerekir. Daha evvel dediğim üzere EuroLeague’de beş yerine yedi çift maç haftası da yapılabilir” dedi.

“EuroLeague’in NBA modeline dönmesi gerektiğini düşünüyorum”

EuroLeague’in kapalı bir lig olması konusu üzerine de görüşlerini belirten antrenör, “Ben EuroLeague’in NBA modeline dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef birçok ülkede önemli manada bütçe ve yatırım farkları oluşmaya başladı. Bu durum ulusal ligleri de makus etkiliyor. Bunun dışında bu işe bu kadar yatırım yapan büyük kulüplerin de daha fazla gelir elde edebilmesi için, EuroLeague’in bence artık gerçekleri görüp Avrupa basketbolunda kapalı bir modele geçmesi lazım. Alışılmış ki kaç kadroyla olur bilemem. Bu kadroların dönem içinde birbirleriyle daha çok maç yapacağı, daha çok gelir elde edeceği 6-7 aylık süreçte yalnızca EuroLeague’in oynanacağı bir modelin çok daha iyi olacağını düşünüyorum. EuroLeague dışında kalan grupların da kendi ulusal liglerinde daha rekabetçi bir çaba içine girebileceği, o liglerden de şampiyonların, ikinci yahut üçüncülerin başka Avrupa kupalarına katılabileceği, çok büyük kadroların da birbiriyle rekabet içinde olacağı bir model olabilir. Bunun herkes için daha uygun olacağını düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla EuroLeague tertibinin bu türlü bir kanısı var lakin doğal ki kolay olmadığını da anlıyorum. Sonuçta farklı ülkelerin ekipleri var burada. EuroLeague’de önemli bir çaba var bu bir gerçek fakat gelirler çok az. Kulüplerin harcadıkları paralarla EuroLeague tertibinden elde ettikleri gelirler ortasında çok büyük bir fark var. O vakit ulusal ekiplere da daha iyi bir alan kalabileceğini düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

“Takımlar EuroLeague’e bakıyorlar gelir yok, o yüzden EuroCup’a gelmiyorlar”

EuroLeague’in kapalı bir lig olması bir durumunda Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko’nun Türkiye Basketbol Ligi’nde yer almaması durumu oluşacağı üzerine Ataman, “İzlenmeyen bir ligde oynamaları da değişik. Bugün Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko birçok maçta yedek takımlarıyla oynuyot Türkiye Ligi’nde. Yalnızca Türkiye’de değil, İtalya, Rusya yahut öbür ülkelerde de buna emsal problemler var. Milletlerarası başka tertiplerine bakın mesela. Teniste Türkiye şampiyonluğu olan bir tenisçi çabucak Nadal ile karşılaşabiliyor mu? Fakat o düzeye gelirse oynayabiliyor. Öteki ekipler da EuroLeague tertibine katılacak güçleri olduğu vakit buraya katılırlar. Aslında neden EuroLeague tertibinde yalnızca 2 Türk kadrosu var, bu da sorgulanması gereken bir şey. Galatasaray mesela daha evvel buradaydı, tekrar burada olmak isteseydi olabilirdi. Bu EuroLeague’e de paha katabilir. Bu Beşiktaş için de geçerli. Ancak neden burada değiller? Bakıyorlar burada gelir yok. O vakit buraya girmiyorlar. İşte EuroLeague bu yüzden farklı bir model geliştirmeli ve burada oynayabilecek güçteki ekipler burada yer almalı. Başka kadrolar da tekrar kendi liglerinde oynarlar. O vakit öteki ekipler da tahminen şampiyonluk için uğraş edebilirler. Şu anda bir iki sürpriz dışında Türkiye Ligi’nde Fenerbahçe ve Efes dışında şampiyon olan ekip yok. EuroLeague’e katılmak için de şu an olduğu üzere tekrar açık bir kapı bırakılır öteki ekiplere. Şu anda da EuroCup’tan gelinebiliyor. Lakin Türk grupları EuroCup’tan kaçtı. EuroCup’ta tezli olabilecek Galatasaray, Darüşşafaka üzere kadrolar EuroCup’ı bıraktı” dedi.

“Türkiye Basketbol Ligi’nde, ligin kıymetini ve izlenirliğini artırma ile ilgili hiçbir çalışma göremiyorum”

ING Basketbol Muhteşem Ligi’ni de pahalandıran Ataman, “Bu sene Türkiye Ligi biraz tuhaf bir lig oldu. Tahminen de bana o denli geliyor zira biz haftalar evvel ligi birinci bitirmeyi garantiledik. Biz en başından beri hem Türkiye Ligi’ne hem de EuroLeague’e bedel veriyoruz. Bazen rotasyon yapıyoruz fakat maksat maçlara tam takım çıkıyoruz. Şu ana kadar oynadığımız 28 maçta 1 maç kaybettik yalnızca. Öbür maçlara bakıınca alanda bir uğraş olduğunu, iyi basketbol oynayan gruplar olduğunu görüyorum. Kaliteli yabancı oyuncular var, Türk oyuncuların daha fazla devreye girdiğini görebiliyoruz. Seyircinin olmaması da faktör olağan. Lakin ligin izlenirliği çok düşük, medyada yeteri kadar yer almıyor, yan programlar yapılmıyor. Geçenlerde tesadüfen Türkiye Basketbol Ligi’yle ilgili bir program seyrettim televizyonda, 30 yıl evvel yapılan programlar üzere. Artık ligi takip edenler, bilhassa gençler farklı beklentiler içinde. Dijitalleşme başladı. Türkiye Basketbol Ligi’nde, ligin pahasını ve izlenirliğini artırma yahut pazarlama ile ilgili hiçbir çalışma göremiyorum ben. Tahminen bir uğraş var fakat sonucunda yetersiz. Sokakta karşılaştığım herkes bana EuroLeague’i soruyor kimse Türkiye Ligi’ni sormuyor. Yakın arkadaşlarım bile Türkiye Ligi’ni izlemiyor. Bu da bir sorun. Basketbol yalnızca Avrupa kupalarından ibaret değil. Ben Türkiye Basketbol Ligi’nin izlenmediğini düşünüyorum, en büyük sorun bu. Yoksa kadroların alanda ortaya koyduğu çabayı yadsıyamayız” formunda konuştu.

“Her Türk gencinin kendine model alabileceği bir antrenörlük hayatım var”

Zafere Giden Yol: Ergin Ataman isimli kitabı ve belgesel yapma isteğini belirtmesi sorulan Ataman, “Bu kitap için bana bir biyografi önerisi geldi, ben de kabul ettim. Bu kadar ağır tempo içerisindeyken benim kendim yazacak vaktim yoktu. Hem geçen sene pandemi periyodundaki boşluk, hem de bu türlü bir teklifin gelmesiyle bu biyografiyi yazdık. Ben antrenörlüğe en üst seviyede profesyonel bi basketbolcu olarak, 35-36 yaşında basketbolu bırakıp başlayan birisi değilim. Benim, her Türk gencinin kendine model alabileceği bir antrenörlük hayatım var. Kendimi daima geliştirerek, Avrupa basketbolunda bir yere geldim. Bu kitabı yazarken, nasıl bir yolla buraya geldiğimi gençlere, her meslekten şahıslara aktarmak amacındaydık. Belgesel konusunda ise, bu kitabı bir gün bir belgesel haline getirebilirsek bir arşiv olarak kalabileceğini düşünüyorum. Benim tahminen 10 tane EuroLeague şampiyonluğum yahut Ulusal Kadroyla dünya şampiyonluğum yok ancak ben Türkiye’den yetişen bir antrenörüm ve hiçbir spor branşında gelinmeyen bir noktaya gelmeyi başarmışım. Bunun izlenmesinin de insanların vizyonlarını açabileceğini düşünüyorum. Keşke her meslek kümesinden beşerler, o meslekte neler yaşadığını, o noktaya nasıl geldiğini bu türlü belgeselleştirebilse de beşerler da izlese” tabirlerinde bulundu.

“Kovulmadığım sürece Anadolu Efes’ten diğer bir yere gitmem”

NBA’den teklif gelirse giderim dediğinin hatırlatılması üzerine Ataman, “NBA’den teklif gelirse giderim derken, bu teklif Avrupa’daki hangi antrenöre gelirse bir düşünür. Alışılmış ki bu bugüne kadar gerçekleşmemiş bir olay, NBA’e Avrupa’da yetişerek giden bir antrenör yok. David Blatt var lakin o da Amerikalı. Onun dışında Avrupa’da başarılı olup NBA’e başantrenör olarak giden biri yok. Şu anda Anadolu Efes’in oynadığı basketbol şeklinin NBA vari olarak görülmesi üzerine ortaya çıktı bu. Evet bugün Anadolu Efes NBA’de oynasa, oynar. Nereye gelir bilmiyorum. Ancak NBA’den Anadolu Efes’in antrenörüne teklif gelmesinin de çok sıkıntı olduğunu biliyorum. Gelirse de değerlendiririm. Ben çekinmem, oraları yapamam demem. Giderim, yaparım. O açıdan da söyledim bunu. İlla ki gidip NBA’de antrenörlük yapmak üzere bir hayalim de yok. Şu anda Anadolu Efes’te çok büyük bir keyifle antrenörlük yapıyorum, çok da keyifli ve huzurluyum. Kovulmadığım sürece Anadolu Efes’ten öteki bir yere de gitmem” dedi.

Fanatik