Gülkız Tulay: Heyecanımızı salgın döneminde dijital dünyaya taşıdık

Gülkız Tulay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, federasyonun 30. yılının, 2 bin 500 sporcuyu bir ortaya getiren “dijital kamp” devriyle bir ortada, dolu dolu kutlandığını belirtti.

“Federasyonunun 1991 yılında devlete bağlanması, Türkiye’de satrancın gelişimi için bir milat” diyen Tulay, “O günden bugüne önemli bir ivme var. Bu süreçteki en değerli kilometre taşı, devlete bağlanarak bir federasyon olmaktır. Birinci federasyon liderimiz Kahraman Olgaç’tı. O periyot, dernek statüsünden çıkıp federasyon statüsü kazanarak, tertipleri birinci sefer düzenlemeye çalışıyorsunuz, hakemler yetiştirip kurumsal bir yapı oluşturuyorsunuz. Satrancın kültürel ve tarihi açıdan Türkiye’de eski olduğunu, 1900’lü yıllardan beri süregeldiğini biliyoruz lakin kurumsal manadaki gelişme bu türlü başlıyor. 2005 yılı da Türk satrancı için kıymetli, ana sponsorumuz Türkiye İş Bankasıyla iş birliği yapılıyor ve tıpkı yıl Ulusal Eğitim Bakanlığı’nda satrancın seçmeli ders olarak kabul edilmesi de var.” değerlendirmesinde bulundu.

Son 9 yıl içinde önceliğinin satrancı ülkenin tamamına yaymaya çalışmak olduğunu söyleyen Tulay, şu sözleri kullandı:

“Projelerimiz ve idare anlayışımız daima satrancın her bireyle buluşturmak doğrultusunda şekillendi. 2012 yılında misyona geldiğimde, birinci gayem ülkenin her bölgesiyle satrancı tanıştırmaktı. Bu gayeye ulaşmak için vilayet temsilcilerimizin de takviyesiyle muvaffakiyet ve kültür manasında artık her vilayet ve bölgede çok başarılı satranççılarımız yetişti ve yetişmeye devam ediyor. Vilayet teşkilatlarımızın çok kuvvetli irtibat ağının olması, satranç öğrenmek isteyen herkesin kendi vilayetinde satrançla tanışmasına imkan sağlıyor. Vilayet temsilciliklerimize bu imkanın sağlanması için teknik şartlar oluşturuluyor. Son dört yılda da çok hoş kampanya ve projelerimizle de satrancın ülkedeki algısını yükseltmeye çalıştık.”

“Dijital dünyada dev bir buluşmaya imza attık”

Türkiye’nin dört bir yanından satranç atletlerinin dijital kampta bir ortaya geldiğini belirten Tulay, şöyle devam etti:

“Satranç ailemizin en geniş iştirak gösterdiği benim de evvel veli, kulüp lideri, idare şurası üyesi ve federasyon lideri olarak 1997 yılından itibaren katıldığım ’Küçükler Yıldızlar Satranç Şampiyonası’nı her yıl sömestr tatilinde yapıyorduk. Çocuklar, veliler, antrenörler, temsilciler derken 7000 kişilik bir aileydik. Birinci sefer salgından ötürü bu biçimde yüz yüze tertipte bir ortaya gelemeyecek olmanın hüznünü yaşarken çok sayıda bildiriler aldık. Bir taraftan salgının olumsuz şartlarında buluşmak riskliydi lakin bir taraftan da bu aktifliği her yıl olduğu üzere gerçekleştirmek istiyorduk. Çevrim içi ortamda bir ortaya gelerek, geniş ailemizi alışkanlığımızı yaşatmak için dijital kampta buluşturduk. 30. yılımıza denk gelmesi de ayrıyeten çok hoş oldu. Aktiflik takvimimizde yer alan şampiyona ve turnuvalarımızı yeni tip koronavirüs salgını devrinde yüz yüze düzenleyemesek de heyecanımızı dijital dünyaya taşıdık.”

Çevrim içi gerçekleştirilen kampın dolu geçtiğini vurgulayan Tulay, şunları kaydetti:

“Sevgi Konutları ve Kale Üzere Gelecek’ projelerimiz vesilesiyle satranç sporu ile tanışan Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı kurumlarda kalan çocuklarımız ve şehitlerimizin çocukları da dijital kampımıza katıldı. 7-18 yaş aralığındaki 2 bin 500 atletin dijital kampta bir ortaya gelmesinin bir rekor olduğunu düşünüyorum.”

Satrancın getirdiği disiplin hayatın her alanına yansıdığını lisana getiren Tulay, “Küçük çocuklarımız fikirlerini çok hoş tabir ediyorlar, dijital bile olsa yeniden giyinip süsleniyorlar, çok özenliler, çevrim içi etkinliklerde art planları bile satranç görselleri ile dekore edilmiş oluyor. Satranç tahtasının duruşuna dikkat edilir, zamanlamaya dikkat edilir, turnuva kaçta başlayacaksa herkes tam vaktinde hazır olur, ataklara dikkat edilir tüm bu edinimler satranç atletine bu ihtimamlı olmayı muhakkak bir duruşa sahip olmayı kazandırıyor.” halinde görüş belirtti.

Fanatik