İşte Sidney Sam’in Antalyaspor’u tercih etme nedeni

Akdeniz takımına dönem başında katılan ve attığı gollerle şimdiden Üstün Lig’de isminden kelam ettirmeyi başaran Sidney Sam’le Antalya’da bir ortaya geldik… Mesleğinin büyük kısmını Almanya’da geçiren 32 yaşındaki futbolcuyla kendi tecrübelerini ve Türk futboluyla ilgili müşahedelerini konuştuk. Kaiserslautern, Leverkusen, Schalke ve Almanya Ulusal Takımı’na kadar yürüyen uzun seyahatindeki kusurları ve aldığı dersleri de içtenlikle anlattı. Lakin dışarıdan nasıl göründüğümüzü az çok görmek istiyorsak ülkemizdeki futbola bakışla ilgili tespitlerine kulak vermek gerek.

‘Duygular ön planda’

“Türk insanına değinmek istiyorum öncelikle. Kısa müddet içerisindeki gözlemlerime nazaran Türk insanı saha içinde yahut dışında hissettiklerini net olarak muhakkak eden bir yapıya sahip. Kızdığında, kazanmak istediğinde, kazandığında, sevindiğinde yahut üzüldüğünde bunu çok net olarak görebiliyorsunuz. Türkiye Ligi’nde de her ne kadar taraftarsız oynasak da onların o hislerini duyabiliyorsunuz. Taraftarlı oynasak bu çok daha besbelli olur. Bazen kazanmanıza sebep olan faktörler de bunlar. Alanda bunu görüyorsunuz. Türk futbolcular bu hisleri çok aşikâr ediyor.”

‘Almanya profesyonel bakıyor’

“Almanya ile kıyaslarsak… Futbol orada çok daha profesyonel oynanan bir oyun. Almanya’da oyuncuların çoğunluk kısmı akademilerden geliyorlar. Türkiye’de de bu türlü olanlar var ancak gördüğüm kadarıyla daha çok sokaktan gelen ve şahsî maharetleriyle ön plana çıkan ve bunu kadroya yansıtabilen oyunculardan konseyi bir lig. O yüzden Türkiye ile Almanya ortasındaki fark net olarak anlaşılabiliyor.”

‘Gol atmak büyük olay!’

“Ayrıca burada şaşırdığım bir şey daha var. Birkaç golüm olduğundan bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Deneyim ettim zira. Gol attığım maçlardan sonra gerek toplumsal medyada gerek toplumsal hayatta çok farklı geri dönüşler alabiliyorsunuz. Yani bir anda göklere çıkabiliyorsunuz. Çok büyük bir şey yapmışsınız üzere. Ancak Almanya’da bu asla bu türlü değil. Elbette 20 gol atarsanız büyük övgüler alırsınız lakin buradaki üzere her maçtan sonra bu kadar öne çıkmanız imkansız. Bu aslında sizin işiniz ve yapmanız gereken bir şey. İşini yapmışsın üzere bakıyorlar olaya.”

‘Dili bilmiyorum ancak anlıyorum’

“Hoşuma giden şeylerden biri de Türkiye’de televizyondaki spikerler ve yorumcuların da bu türlü olması. İşlerini hisleriyle yaptıklarını anlıyorsunuz çabucak. Kızdıklarında, bir şeyi beğendiklerinde yahut sevindiklerinde lisanı anlamasam da neler olduğuna dair fikrim olabiliyor bu sayede. Yorumcular bile tuttukları kadronun gerisinde olduklarını muhakkak ediyorlar burada. Kızdıklarında yahut öfkelendiklerinde her türlü duyguyu lisana getiriyorlar. Anlamıyorum ancak zevk alıyorum açıkçası.”

‘Lider oyuncuya bağımlılık’

“Oynanan futbola değinecek olursak; birkaç grup teknik, taktik ve disiplin olarak alana iyi şeyler yansıtırken birçok grup ferdî marifetleri yüksek olan önder bir oyuncuya dayalı formasyonlarla sistem kuruyor. Bu da önder oyuncunun o gün ferdî olarak neler yapabileceğine bağlı kalınmasına neden oluyor. Bir kişi üzerine kurulan bir sistem zira. Bize gelecek olursak; konuştuğumuz maksat en üst sıralarda bitirmek. Avrupa Ligi’ne giden bir Antalyaspor bizi memnun edecek.”

‘Antalya’da geri döneceğim’

“Arjen Robben idollerim ortasındaydı. Oyun biçimimiz benzeyebilir lakin ben kendi tarzımı oluşturdum. Her ne kadar yaşım ilerlemiş olsa da bu oyun şekliyle geri dönebileceğimi ve bu çıkışı gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum.”

‘Projeyi görünce kabul ettim’

“Türk kulüplerini çok evvelden beri biliyorum. Büyük gelenekleri olan kulüpler var İstanbul’da. Antalyaspor’un da çok iyi bir projesi var ve bunu görünce karar vermek benim için çok sıkıntı olmadı. Futbol için her imkana sahibiz burada.”

‘Schalke benim için bir hataydı’

“Leverkusen performansımla mesleğimin tepe noktasındaydım. Almanya Ulusal Takımı’na da çağrıldıktan sonra aldığım birçok teklif vardı. Bilhassa Premier Lig grupları istemişti beni. Eşim İngiltere’ye gitmek istemedi, Almanya’da kalmayı seçtik ve Schalke’ye transfer oldum. Fakat orada sakatlıklarla boğuştum, beni getiren hoca gitti, yenisi geldi. Darmstad’a kiralandım, iyi bir dönem geçirdim ve geri döndüm fakat takımda düşünülmedim. Teknik değil idari bir karardı bu ve tüm bunlara dönüp baktığımda yanlış bir seçim yaptığımı söyleyebilirim.”

‘Hâlâ yazı yaşıyorum’

“Antalya eksiksiz bir yer. Almanya’da bu mevsimde tişörtle gezebilmeniz imkansız. Lara, Konyaaltı, Side, Belek… Aile için yaşanacak bir kent. Avrupa’da bu türlü kent avantajları çok kısıtlı. Burada yazı yaşamaya devam ediyorum hâlâ. Kulüp olarak yanlışsız hiyerarşiye sahip ve maksadı olan bir grup. Bana karşı ilgi ve alakayı görünce kararımı çabucak verdim. Çok büyük bir adım atılması planlanıyor burada. Ben de kendi adıma yanlışsız adım olduğunu düşündüm. Nuri Şahin ve Podolski üzere yıldızlar da burada. Onlar da tesirli oldular gelmemde. Çok mutluyum burada olduğum için.”

‘En kıymetli öge disiplinli olmak’

“Benim çıkış öyküm de her futbolcunun yapması gerektiği başarılı şahısları örnek alarak ortaya çıktı. Ben Hamburg’da başladım, önümde çok hoş örnekler vardı. Van der Vart, Kompany, De Jong üzere kıymetli oyuncuları idol olarak gördüm. Profesyonellik ve karakter olarak değerli isimler benim yolumu aydınlattı diyebilirim. Lakin öykümün ana unsuru disiplin. Beni bu düzeye getiren en kıymetli faktördür. Herkesin mesleğinde inişler çıkışlar olabilir lakin disiplin her vakit hayatınızda var olması gereken bir kıymet.”

Ömer Necati Albayrak

Fanatik