Mehmet Demirkol, Deniz Çoban ve Faik Çetiner 4 Büyükler’in teknik adamları yorumladı

Bizim Ekip, 4 Büyükler’in başınad bulunan teknik adamları yorumladı.

Soru 1-) ZAFER BÜYÜKAVCI: 4 Büyükler’i çalıştıran teknik adamları; (Sergen Yalçın, Fatih Terim, Erol Bulut/Emre Belözoğlu ve Abdullah Avcı) aşağıdaki parametrelere nazaran yorumlar mısınız?

a-) Maçlardaki imgeye bakarak idman performansını…

b-) Kulübe idaresini (oyuncu değişimi, sistem değişimi gibi)…

c-) Oyun sistemi ve bu sistemi alana hangi ölçüde aktarabildiği…

d-) Ekip üzerindeki otoritesi…

SERGEN YALÇIN

MEHMET DEMİRKOL

‘Oyuncuları antrenmana zevkle gidiyorlar’

Sergen Yalçın birinci haftaların akabinde bir karar verdi. Geçtiğimiz yılın ya da bu yılın başındaki istikrarlı, hatta vakit zaman topu vererek oynadığı oyunu bir kenara bıraktı. Bilhassa Atiba’nın çok konumlu performansı, Souza’nın rolüne gönülden inanması ‘kartopu etkisi’ yaptı. Ön alanda coşkulu baskı oyununu muhakkak bir düzeye çıkardılar. Gelen haberler, oyuncuların çalışmaya zevkle gittiği tarafında. Hocanın saha kenarı performansı da etkileyici, anında müdahale ediyor. Onunla çalışmış biri olarak, bu konsantrasyon düzeyini biraz da şaşırarak izlediğimi söylemeliyim! Onun profesyonelliğinden kuşkum yok fakat oyunu bu kadar sevdiğini bilmiyordum. Kapsayıcı bir öndere dönüştü.

Faik Çetiner

‘Kulübe idaresi sahiden çok iyi’

İdmanları çok keyifli. Futbolcular hem antrenman yapıyorlar, hem eğleniyorlar. Futbolcu ‘idman bitsin’ istemiyor. Son Fenerbahçe maçı hariç, kulübe idaresi çok iyi. Oyuncu değişiklikleri yerinde ve adil. Maça gerektiği vakit el atıyor. Ezberlenmiş bir oyun sistemi var. Rakibi birinci dakikadan itibaren baskı altına aldırıyor. Son 10 dakikayı bile birinci 10 dakika üzere oynatıyor. Kadro üzerinde mutlak otoritesi var, fakat tatlı-sert; Bazen işveren, bazen arkadaş… Yıldız futbolcunun lisanından iyi anlıyor.

Deniz Çoban

‘Yaşadığı heyecanı alana aktarıyor’

Sergen Yalçın kadrosunu en iyi organize eden, oyun ezberini kazandıran ve elindeki kadroyu en efektif kullanan hoca pozisyonunda. Saha kenarında yaşadığı heyecanını kadrosuna aktarabiliyor. Saha içi uğraşından gördüğümüz kadarıyla grup fizikî olarak iyi hazırlanıyor. Ekip içi arkadaşlığın tepede yaşandığı, dün “Bu kadroya bir şey veremez!” denilen isimleri bugün ekibinin değişmezi yaptığını düşününce; bunları tesadüfle izah edemeyiz. Bunların tamamı hoca faktörüdür!

FATİH TERİM

MEHMET DEMİRKOL

‘Yol arkadaşlıkları uyumlu gitmiyor…’

Bu, Terim’in en iyi dönemi değil ancak en makûs dönemi da değil. Florya’da bir sorun yok. Lakin saha kenarı performansı ‘gel-git’li. 3 hafta evvel artık kokuyu aldığını ve Muslera’nın dönüşüyle tekrar pragmatik tahliller bulabileceğini düşündüm. İki santrfora döndükten sonra ‘hemen vazgeçebilirim’ iletisi vermişti ancak Rize maçında biraz bunun esiri oldu güya. Orta sahayı boşaltıp 2 kanat oyuncusuyla 4 forvete dönmek, görüldü ki erken ve gereksiz bir risk oldu. Terim kendi savaşıyla kadronun savaşını eşleyebildiğinde harika bir kumandan. Fakat son haftalarda yaşanan kriz, güya bu yol arkadaşlığında uyumlu gitmeyen bir şeyler olduğunu gösteriyor. Bakalım tamir olacak mı?

Faik Çetiner

‘Gerginlik ve gerilim bazen ziyan veriyor’

İdmanlar, maç ciddiyetinde. Vakit zaman sert geçtiği biliniyor. Hoca için egzersizler çok değerli. Maç takımlarını yaparken, egzersiz performansını dikkate alıyor. Bu dönem oyuncu ve sistem değişikliklerinde zorlandığı kesin. Bu tahminen de eldeki gereçten kaynaklanıyor. Galatasaray ’ın oynadığı sistem, son haftalarda 4-4-2’ye döndü. Mostafa Mohammed’in formda oluşuyla Falcao’nun golleriyle dönüşü; Terim’i bu sisteme yönlendirdi. Kayseri’de tutan sistem, Rize maçında çalışmadı. Fatih hocanın grup üzerindeki otoritesi tartışılmaz. Fakat gerginlik ve gerilim, hocaya bazen ziyan veriyor.

Deniz Çoban

‘Hocam, bildiğimiz üzere davranmıyor’

Fatih Terim tartışmasız bu ligin en deneyimli ve en çok muvaffakiyet elde etmiş hocası. Ancak bu günlerde, ekibinde, elinde olanlar kadar elinde olmayan/hakim olamadığı gelişmeler de oluyor. Neredeyse ligde son düzlüğe girildiğinde Terim halâ takım arayışında. Arda, Feghouli ve Onyekuru üzere isimleri bir kalemde kulübeye alabiliyor. Sisteminin dışına çıkıyor. Kalesinde Muslera yokken en az gol yiyen grup olmayı başaran Galatasaray’ın, Rizespor’dan 4 gol yemesine mahzur olamıyor. Rize maçının bitimine 35 dakika varken erkenden rest çekiyor, orta alanı boşaltıyor. Yani son haftalarda Terim, bildiğimiz Terim’den daha farklı davranıyor. Grubuyla birebir lisanı konuşamıyor!

EROL BULUT/EMRE BELÖZOĞLU

MEHMET DEMİRKOL

‘Emre Belözoğlu için Valencia mantıklı…’

Erol Bulut berbat başlamadı. Fakat var olan sıkıntılar tamir edileceğine büyüdü, birleşti, etkileşime girdi. Birtakım maçlarda yaşanan oyun, oyuncu, strateji, plan kopuklukları artık öbür düzeydeydi. Sorumlu kim bilinmez ancak bu gerilimin iyi yönetildiğini söyleyemeyiz. Cocu giderken yazmıştım; “Sorun Cocu değil fakat tahlil de Cocu değil…” Artık hem sorun kim, hem de tahlil ne bilmiyorum. Emre Belözoğlu için Valencia’nın tek forvet olduğu kalabalık orta alanlı bir sistem mantıklı olabilir.

Faik Çetiner

‘Bu kadar kalabalık elbette yanılgı yaptırır’

Fenerbahçe’nin egzersizlerinin keyifli geçtiği gerçekti! Lakin kadro kâfi antrenmanı yapıyor muydu, tartışılır. Erol Bulut, Alanya’daki yardımcılarını Fenerbahçe’ye getirememişti. Bu, performansını kesinlikle etkilemiştir. Kulübe idaresi daima tartışıldı. Ardı çok kalabalıktı. Bu, akıl karıştırabilir; 11’de, değişikliklerde yanılgı yaptırabilirdi. Aslında Fenerbahçe’nin muhakkak bir oyun sistemi yoktu. Vazifeye geldiği an eleştirilmeye başlandı. Kazanılan maçlarda bile kadronun futbolu beğenilmedi. Alana çıkardığı her 11 eleştirildi. Kabahat Erol Bulut’un muydu, tartışılır.Transferleri kimler yapmıştı? Hocanın onayı var mıydı? Mesut Özil ve İrfan Can transferlerine sıcak bakmadığı gerçek muydu? 11’lere müdahale ediliyor muydu? Bulut bu sorulara tahminen vakit içinde karşılık verir. Lakin Fenerbahçe’ye gelişi yanlışsız muydu, bu da tartışılır. Bana nazaran erken geldiği için, erken gitti.

Deniz Çoban

‘Başarısız olursa, geri dönmeyecektir’

Erol Bulut dönem başı 4 teknik sorumlu ortasında en şanslısı durumundaydı. Transfer arzuladığı üzere geçmiş, moral üstünlüğüyle lige başlamıştı. Ancak alınan sonuçlar nedeniyle son devirde hem vücut lisanı hem gücü, olumlu bir ileti yansıtmaktan çok uzaktı. Kadroyu hala belirleyememişti; grupta bir otoritesi olduğu izlenimi veremiyordu. En nihayetinde gönderildi. Artık misyon Emre Belözoğlu’nda. O, işi en güç olan teknik sorumlu. Geçen dönem sonu ‘kaptan’dı. Bu dönem başı ‘sportif direktör’ oldu. Artık de ‘teknik sorumlu’ olarak ateşten gömleği giydi. İşi sıkıntı, fakat sığınacağı bir mazereti yok. Zira Sportif Yönetici olarak transferi o yönetti. Bu takımın mimarı o. Başarısı/başarısızlığı konusunda söylenecek bir kelam yok. Zira çok başarılı bir futbolcuydu lakin teknik yöneticilikte tam bir kapalı kutu, ne olacağı bilinmeyen. Başarılı olursa ne alâ… Başarısız olursa tekrar Sportif Yöneticiliğe dönebileceğini de düşünmüyorum. Bu karar bir manada Sportif Yöneticiliğin Türkiye’de yürümeyen bir makam olduğu gerçeğini de artık gün yüzüne çıkartmıştır.

ABDULLAH AVCI

MEHMET DEMİRKOL

‘Trabzon kenti de bu kere beklemeli’

Abdullah Avcı temeli kuruyor. Lakin Trabzon da bekleyebilen bir yer değil. Hocanın tesislerde ve alanda anlattıkları oyunculara geçiyor. Taktik disiplin çok iyi düzeyde. Avcı bunları esasen daima yapar. Hoca şayet ekstra yeteneklileri daha iyi kullanabilir, onların keyifli olmasını sağlarsa eksik bir şey de kalmaz.

Faik Çetiner

‘Bu yıldan onu sorumlu tutmam’

Yıllardır bu işe baş patlatmış hocanın egzersizleri tartışılmaz. Misyona geldiğinde elindeki materyale hayati dokunuşlar yapamadı. Bu yüzden kimi oyunculara vakit zaman tolerans gösterdi. Kendi sistemini tam olarak oturtamadı. Eldeki gereç kısıtlı olunca, alandaki oyuna çok fazla müdahale edemedi. Bu yıldan onu fazlaca sorumlu tutamayız. Ancak yeniden de farklılıklar yarattı. Grup üzerindeki otoritesi çok iyi. Yumuşak yapılı oluşunu oyuncularına yansıtıyor.

Deniz Çoban

‘Duygu bütünlüğü nihayet yakalandı’

Abdullah Avcı grubu üzerinde her alanda en çok aktifliği olan teknik sorumlu pozisyonunda. Dönem ortasında kadronun başına geçmesine karşın, düşündüklerini etap basamak yerine getiriyor. Mesela, dönem başı bu kadronun futbolcusu değil denilen Djaniny, aranan adam oldu. İstatistiklerde kusur yoksa, Harika Lig tarihinde en yüksek galibiyet yüzdesi ve puan ortalaması yakalayan hocası sıfatını kazandı. Abdullah hocanın, “Futbol, Türkiye’de duygusal oynanıyor!” fikrini duymayanınız yoktur. Abdullah hoca, Trabzonspor ’da tam da bahsedilen o his bütünlüğünü yakaladı. İstediklerini hayata geçireceği ortamı buldu ve yoluna emin adımlarla devam ediyor.

Fanatik