AJANSSPOR HABER
Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, Az Evvel Konuştum programında Candaş Tolga Işık’a özel açıklamalarda bulundu. İşte Adalı’nın gündeme dair yaptığı açıklamalar…
”Saymakla bitmeyen meşakkatlerle karşılaştık”
“Her muhtaçlık olduğunda aday oldum. Kulübün mali yapısını, içindeki düşünceleri bilerek geldim. İçinde çalıştığım devreler oldu. Mali kısmı bir biçimde aşarız ancak işin en zorlandığımız, halihazırda en zorlandığımız şey işin işleyiş kısımlar. Kulübün içinde ne bir işleyiş düzeneği kalmış ne bir neyi nasıl yapılır diye, her kulübün kendine nazaran profesyonel takımı vardır. Satın almalar yapılmış, prosedürler uygulanmamış. Saymakla bitmeyen zahmetlerle karşılaştık”
”Savcılık işi hiç hoşlanmadığım bir hadise”
“Savcılık işi hiç hoşlanmadığım bir hadise. En azından bundan sonra buraya gelip başkanlık, yöneticilik yapacak insanların daha dikkat etmelerini sağlayacak bir hadise olduğu için gittim. Birinci olan ışıklandırma hadiseleri. Tesadüf, ödemelerinin gündeme gelmesiyle… Getirin bir görelim dedik. Stadyumdaki yeni ışıklandırma projesinin ödemeleriyle ilgili… Birinci hafta geldiğimiz şey ödemelerdi, birinci 15-20 gün. Neyi nasıl ödeyeceğiz. Husus oradan açıldı. Tıpkı uygulamayı Fenerbahçe yapmış. Sorun bakalım onlar kaça yapmış. Çok farklar gördük. Fenerbahçe’nin 700 bin euro yaptırdığı proje, bizde natürel 3-4 basamaklı olmak üzere 700’e gelecek kısımda 1 milyon 400 bin civarında, iki katı gibi”
”Türk adaletine her vakit güveniriz. Bundan sonraki hadise savcılıkta”
“Genel müdürünüzün, CEO’nuzun haberi yok muydu dedim. ‘Seçil nasıl oldu bu iş’ dedim. Işıklandırmada ve membran ihalesinde, satın almada teklif alınır, ihale yapılır falan… Nisan ayına kadar ihaleler yapılmış, nisan ayından sonra ne teklif alma ne ihale… O formda geldiğimiz noktaya kadar gelmiş. Nisan ayından sonra ihale yok. Genel sekreterimiz görüşmüş, pazarlık yapmış. Kontrat kademesinde profesyonellerin haberi olmuş. Bununla ilgili iç kontrol sistemi var, onlardan da bir ikaz gelmiş aslında. ‘Bu formda satın alma olmaz, yanlış yapıyorsunuz’ denmiş. İki teklif, üç teklif alırsın. Gazeteye ilanı olur, TV’den ilanı olur. O noktadan sonra aslında kontrol heyetinin başladığı bir şey vardı, çalışma vardı. İç kontrol takımını devreye soktuk. Her iki gelen raporda da… Membran hadisesinde de teklif veren firmanın teklifi yok ortada. Membran dediğimiz stadın tavanı. Daha düşük olan teklif, satın alma profesyonel grubundan saklanmış. Raporlarda var. Bu noktadan sonra Savcılığa gitmemek ortak olmak olacaktı. Verdik. Bundan sonrası yargının hadisesi. Çok da üstünde de indirip kaldırmayı yanlışsız buluyorum. Türk adaletine her vakit güveniriz. Bundan sonraki hadise savcılıkta”
”700 bin Euro’ya yapılan şeyi, Beşiktaş’a 1.4 milyona yapılması olağan mi?”
“7 milyarın 3.5 milyar lirası… İşin enteresan olanı… Ne söylediysek o vakit, bu para şu biçimde yanlış harcanmış, futbolun içinde karmaşa filan. Vazifeye gelirken ne söylediysek kucağımızda bulduk. Dışarıdan görebildiğimiz şeyler, seçim vaktinde. Pis kokular burnuma geldi natürel. Birebir süreci, tıpkı projeyi, 700 bin Euro’ya yapılan şeyi, Beşiktaş’a 1.4 milyona yapılması olağan mi?”
Birileri cebine mi indirmiş?
Serdal Adalı: “Onu Allah bilir. 3 ay sonra seçim var, şunu seçimden sonraya bırakayım diye bir şeyim, kaygım, niyetim yok. Genel konsey bize bir yetki vermiş. Sonuna kadar da doğrusu neyse onu yapacağız. Bir kuruş da görürsem gideceğim savcılığa”
“Futbolcunun bir kabahati yok. 12 milyon Euro bonservis ödenmiş lakin…”
“Futbolcunun bir hatası yok. 12 milyon Euro bonservis ödenmiş lakin futbolcunun cebine giren bir şey yok ki. Konuşulunca futbolcu da etkileniyor. Kontrol raporu devam ediyor, üstüne çalışılıyor. Yurt dışına yazı yazılıyor, kime ne ödendi üzere, araştırılıyor. Bu Beşiktaş’ın parası. 122 senede yapılan bir borç var, 1 senede bir o kadar yapılmış. İnsanın ister istemez canı yanıyor. Ödüyoruz, bu olacak yani, ondan bir şikayetimiz yok. Nerede yanlışlık var, üstüne gideceğiz. Bizden sonra gelen, şunu şöyle yaparken daha dikkatle yapsın. Sonucu olsun en azından…”
”Loglar, e-postalar silinmiş. Vardır orada yedeği dedik, onlara kadar silinmiş”
“Hacker saldırısı, seçimden 1 hafta 10 gün evvel başladı, sonra devam etti. Profesyonel gruptan yardım aldık. En son 6 Şubat’ta yüzde yüz neyin nasıl yapıldığı tespit edildi. Toplumsal medyada Serdal Adalı takımı 6 Şubat’ta hesapları silmiş diye bilakis algı yaratmaya çalıştılar. Kulübün serverlarında ne varsa silinmiş. Kontrol konseyinin muhtaçlık duyduğu belgelerin hiçbir tanesi yok. Loglar silinmiş. E postalar silinmiş. Vardır orada yedeği dedik, onlara kadar silinmiş”
”Denetim Kurulu öteki araştırmalarını bitirdikten sonra rapor verecek”
“Birebir satın almayla ilgili belgeler yok, e-maillerin tamamına yakını yok. Burada maalesef, hiçbir şey olmasa bile bunları gördükten sonra bile… Maalesef böyle. Bekliyoruz, Denetim Kurulu öteki araştırmalarını bitirdikten sonra rapor verecek”
”Benim bildiğim, araştırdığım şeyler var. Yurt dışında tanıdığım menajerler, kulüp sahipleri, eski futbolcular var”
“Futbol dünyasında hiçbir şey bilinmeyen kalmaz kardeşim, iki iki daha dört. Benim bildiğim, araştırdığım şeyler var. Yurt dışında tanıdığım menajerler, kulüp sahipleri, eski futbolcular var. Bir formda ortaya çıkacak, çıkarmaya çalışacağız. Gözünle görmeden ispat edebileceğin bir husus değil lakin sen 12 milyon euro’yu tamamını kulübe ödersin, kulüp kime neler verdi, oradan bir lakin sonuca varabilirsin. Oraya kadar takip edeceğiz”
”Parayı geri getirebiliriz lakin prestiji getirmek birazcık zor”
“MASAK ile ilgili bir şeyimiz yok. Hüseyin Yücel Bey’in olduğu yemekte Tevfik Liderden, Divan Liderimizden teklif geldi. Hüseyin Bey de ‘Katılıyorum’ dedi. Divan’da da hani MASAK’a müracaat edelim dediklerinde hazırlayın dilekçelerimizi dedik MASAK’a müracaat için. Denetim Kurulu, ‘şu an uygun görmedik’ dedi. Süreç nereye gidecekse gidecek. Hocalarla, 2-3 tane önümüzde isim vardı. En fazla canımı sıkan bir tanesi, ‘Okuduklarımız gerçek mu’ diyorlardı. Beşiktaş ile görüşecek hoca ister istemez google’lıyor, önüne geliyor. ‘Bunların bir kısmı gerçek değil’ falan dedik. Yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışında da kulübün prestiji. Parayı geri getirebiliriz lakin prestiji getirmek birazcık zor”
Cengiz Ünder transferinden taraftarın yansısı nedeniyle mi vazgeçtiniz?
Serdal Adalı: “Hayır. Birinci hocayla oturduk. Bilgi aldığımız iki scout grubunun listesinde de Cengiz Ünder ve Rıdvan Yılmaz vardı. Buraları yerli futbolcu varsa başka bölgeler için elimiz rahatlar fikriyle çıktı. Herkes yazdı çizdi. İşin mali istikametinde… Cengiz’den kaynaklanan bir bahis değil, Fenerbahçe’den kaynaklanan hadiseler oldu. Cengiz, kendi de işin açığı, ‘İstenmediğim yere gitmeyeyim’ demiş menajerine. Herkes öğrensin; toplumsal medyanın yansısıyla ne adam alırım, ne adam veririm, ne de vazgeçerim. Gelsin, transferi toplumsal medya yapsın o zaman”
“Organize yapılar var. Toplumsal medyadan inanılmaz yararlı şeyler geliyor, yorumlar, eleştiriler”
“Organize yapılar var. Toplumsal medyadan inanılmaz yararlı şeyler geliyor, yorumlar, tenkitler. Bunlardan faydalanıyoruz da hiç o denli toplumsal medyaya karşı… Serdal Adalı lider oldu, geldi toplumsal medyaya salladı falan, muhakkak o denli bir şey değil. Öbür kulüplerde de var lakin hiçbirinde o kadar değil. Üç tane lider adayı diye ismi geçen insan var. Fikret Bey, onun etrafında oluşan, Fikret Bey’in haberi yok bundan, onun etrafında oluşan bir troll grubu var. Emre Kocadağ’ın etrafında oluşan troll takımı var. Hüseyin Bey’in ta seçimden oluşan bir grup var. Fikret Bey’i tanırım, hiç bu türlü şeylere inanmaz, tevessül de etmez. Hüseyin Lider ile yeminler etti, ‘Abi benle alakası yok’ dedi. Bu tip şeylerde tabiri caizse yancı dediğimiz bireyler… Candaş Lider olsa, ben buradan nemalanacağım, diğer bir şey değil”
“Şurada 60 gün olmuş. Altmış günde yaşadığımız şeyler var”
“Şurada 60 gün olmuş. Altmış günde yaşadığımız şeyler var. Birinci hafta ‘Serdal Adalı istifa’ etiketleri vardı. Toplumsal medyaya bakanlar vardı, ‘hiç bunlara bakmayın, kulüp içinde ne yapıyorsanız onu yapmaya devam edin’ dedim. ‘Demek ki hakikat bir şey yapıyorsunuz ki atağa başladı bunlar’ dedim. Bir taarruz bir taarruz. Voleybol şubesinde geçtiğimiz haftaya kadar 3 bin bilet satılmış, 180 bin gönderi var. 8-10 milyon lira olan ziyan, 110 milyon lira olmuş”
”Beşiktaş’ın üstüne kene üzere yapışmışlar”
“Kulübün içinde bir yerleri kurcalayıp ‘nasıl olmuş bakın’ dediğimiz gün, voleybolla ilgili beşerler saldırmaya başladı. 100 küsür milyon lira olan amatör şubelerin toplamdaki ziyanı olmuş 800 milyon lira. 700 milyon da amatör şubelerde yok. Beşiktaş’ın üstüne kene üzere yapışmışlar. Seçim vakti gelsinler, buradan nemalansınlar. Olağan ki üstüne gideceğiz. Gerekirse bu hususla ilgili de Savcılığa gideceğim, gideceğim yani! Tespitler var. Yurt dışı IP adreslerinden alınmış binlerce hesap var. Bir tweet, altında 40-45 hesap var. Yurt dışındaki grup devreye giriyor, 3 bin 4 bin gönderi oluyor. Deşifre edilir en azından. Seçim vakti ‘bu gerçek değil, bu hakikat değil, bu hesap sahte’ falan demiştik. Ona emsal bir şey yapacağım. Beşiktaş’ın içindeki ve dışındaki kenelerden kurtulması lazım”
Fikret Orman’ın, “Serdal Adalı’ya kumpas kurulacak” sözleri hakkında
“Aslında hiç bu, Fikret Lider ve Çebi konusuna girmek istemiyorum. Bir iki söz etmeden geçemeyeceğim. Bana artık kurulmayan bir şey kalmadı, kuracak olan kursun. İstediklerini yapabilirler. Kâfi ki Beşiktaş’a ziyan gelebilecek bir şey yapmasınlar. Bana ne diyecekler, her şeyi ortada olan insanım”
”Ben rica ediyorum, son vermeleri lazım”
“Son Divan… Daha doğrusu, vakit zaman bu bahiste dertlenmiş olabilirim. Fikret Başkan’ın telaffuzları, Ahmet Başkan’ın karşılık vermeleri hiç güzel değil. Topluluk sıkıldı bu işten artık, sıkıldı. Divan’da Ahmet Lider konuşmaya başladığında, ne zamanki hususlar diğer yere gidecek, otururken ‘Başkanım gerek yok, artık bir topluluk olalım’ diye arttan söyledim. Döndü ‘bunları söyleyeceğim’ dedi. Hiç gereği yok. Gündemimiz bu değil. Beşiktaş külfetli bir devreden geçiyor. Kim ne yaptıysa yaptı… Artık ne diyeyim. Bir dostluk olsun, kaynaşalım, maalesef yıllardır topluluk olamıyoruz! Çok da üzücü bir şey bu. Şu topluluğun başına gelmedik hiçbir şey kalmadı, herkes kendi dünyasında, herkes kendini düşünüyor. Ahmet Lider bir şey söylüyor, Fikret Lider yoldayken radyoya bağlanıyor. Ben rica ediyorum, son vermeleri lazım. Fikret Lider, ‘Ahmet Lider kulübe geliyormuş’ üzere bir laf etmiş. Beni de tanır. Birebir şey orada da var”
”Ahmet Parıltı Çebi, bir sefer güzel olsuna geldi, bir de Divan’da gördüm”
“Ahmet Lider 1 kez geldi güzel olsuna. Fikret Lider da gelmedi, onu söyleyeyim. Ben onu kıracak hiçbir şey yapmadım. Onun yüzünden sol omzum kırık. Bir omuz ver Beşiktaş’a dedi, seçime girdim, Fikret Başkan’ın ikinci başkanı oldum. İkinci başkan oldum diye Ahmet Başkan’a seçim kaybettim. Ben Ahmet Parıltı Çebi’yi ibra etmedim. Fikret Lider orada yoktu, ben oradaydım ancak. Ben her ikisine karşı da seçime girdim. Ahmet Işık Çebi, bir sefer iyi olsuna geldi, bir de Divan’da gördüm”
“Fikret Orman beni çok yeterli tanır.”
“Fikret Orman beni çok yeterli tanır. Bu türlü bir şeyi bana nasıl yakıştırıyor, onu da bilmiyorum. Sağında solundakilere dikkat etsin Fikret Lider. ‘Her gün Çebi kulübe geliyor’ diyorsa, çabucak onlara dikkat etsin. İkisinin de söyledikleri Beşiktaş’a ne yarar getiriyor, ne yarar getiriyor! Bence her ikisi kendi sıkıntısında. İkisinin de kederi Beşiktaş değil. Şu güçlerini getirsinler, madem çok enerjikler, laf yetiştiriyorlar, gelsinler Beşiktaş’a yararları olsun”
”Bundan sonraki kavgalarını Beşiktaş’ın dışında, öteki biçimde yapsınlar”
“Ben Fikret Orman’a seçim kaybettim, 1 hafta sonra güzel olsuna gittim. O gelmedi. “Dört senede hiç mi yanlışı yok Ahmet Parıltı Çebi’nin. Varsa yanlışı, onun da peşine düşeceğim. Hiç o denli şeylere tevessül etmem. İkisinden de rica ediyorum, bundan sonraki kavgalarını Beşiktaş’ın dışında, öbür biçimde yapsınlar. Öbür bir yerde baş başa otursunlar, etsinler. Ne yapacaklarsa yapsınlar. Fikret Orman ve Ahmet Parıltı Çebi’nin yaptıkları şey Beşiktaş’a ziyan veriyor. İkisi de birbirini gündemde tutuyor. Şu kulüp düzlüğe bir çıksın da sonra kime ne istiyorsa gelsin ya!”
